MARKA ŞEHiRLER

MARKA ŞEHiRLER
Amaçları yöre tanıtımını artırmak olan belediye başkanları sıklıkla festivaller, paneller düzenleyerek bizleri davet eder, Turizmciler olarak bizlerden destek talep eder, görüş alırlar. Nasıl daha çok tanınabiliriz, daha çok turist alabiliriz vs… Kısaca marka şehir olmak isterler. Ancak öyle 2 festival, 1 panelle olmuyor bu işler maalesef.

MARKA ŞEHiR OLMAK
Örneğin Batman, yabancı turistlerin de ziyaret ettiği güzel bir şehrimiz. Gastronomi festivali yapacaklarmış. Şehrin ileri gelenleri, daha önce de Batman hakkında yazdığımız için beni ve Cemal Kızıltan’ı konuşmacı olarak çağırdılar. Seve seve 2 geceliğine Batman’a gittik. Muhteşem bir ağırlama yaptılar. Şehrin bir çok noktasında festival tanıtımı ve posterlerimiz var.
Batman’ın Marka şehir olması için elde ne var diye baktığımızda; yemek ve restoran kalitesi belki de Doğu Anadolu’nun en iyilerinden. Ören yerleri dersen; başta Hasankeyf olmak üzere, Malabadi Köprüsü, Dara Mezopotamya Harabeleri, Mor Kinyukus Manastırı, Bozikan Kalesi vs onlarca muhteşem eserleri var. Şehir modern, oteller çok güzel, insanlar misafirperver vs.
İlk akşam Hasankeyf’te nehir kenarında ışıl ışıl müzikli bir restorana gittik. Gelsin yöresel yemekler, kebaplar, salatalar. Ortam şahane. Ne içersiniz dediler. Dedim Rakı. Yok maalesef dediler. O zaman Şarap. Bizde alkol yok dediler. O zaman aldıralım bir yerden. I Ihh. Alkol tamamen yasakmış. Kısa tuttuk keyfimizi. Ancak ertesi akşam şehirdeki en lüks restoranda aynı sorunla karşılaştık. Yasak, yasak, yasak..!

EĞLENCE YOKSA TURiST YOK..!
Neyse, son gün Panel var. Konuşmacıyız. Yerel basın da orada. Konuşmamı bitirdim. Soru-cevap kısmına geldik. Konuşmamda bu konuyu açmadığım halde gelen soru “Şehre turist gelmesine geliyor da burada pek konaklama yapmak istemiyorlar. Ören yerlerini görüp direkt Diyarbakır’a geçiyorlar. Ne yapmalı?” Tek cevabı var bunun; Sen tüm gün şehri dolaşmış, yorulmuş turiste keyifli bir akşam yemeği sunamazsan, o turist orada durmaz. Kısaca; “Eğlence yoksa turist yok”

Ayrıca marka olmak istiyorsan, bunların dışında şehrin görsel bir sembolü olmalı. Konya’nın Derviş’i, Ağrı’nın dağı, Ankara’nın Hitit Güneşi, İzmir’in Saat Kulesi gibi. Ayrıca, nasıl Ciğer denince akla Diyarbakır, Künefe denince Hatay, Şırdan-Adana, Baklava-Gaziantep geliyorsa Batman’a özgü marka yemekler olmalı. Batman yöresine özgün müzikler keşfedilmeli. Müzeleri zenginleştirmeli, Yöresel giysiler tanıtılmalı ve şehre özgü müzikli bir eğlence kültürü olmalı. En önemlisi belde, yurtiçi ve yurtdışı fuarlarda kendi adına temsil edilmeli.

Cem Polatoğlu