TÜRSAB’IN HANCI ve YOLCULARI

TÜRSAB’IN HANCI ve YOLCULARI

35 senedir aktif TÜRSAB üyesiyim. Birliğimizin, Türkiye ekonomisine, tanıtımına büyük katkısı olan güvenilir bir kuruluş olması gerektiğine inanıyorum.

Peki, Türsab eskisi gibi güvenilir bir kuruluş mu?

Dışarıdan pek de öyle gözükmüyor. Eski yönetime bakarak; “Bundan daha kötüsü olamaz” diye seçtiğimiz Başkan, sokakta değil genel kurulda, kürsüde kendi üyesine küfür eder hale geldi. Kimileri tarafından tetikçi, besleme diye tabir edilen, kendilerine basın mensubu! diyen, ücreti mukabili gezdirilip yedirilip içirilen 3-5 kişi, yönetimi eleştirenlere linç kampanyaları düzenlediler. Başkanı çok sevenler, Zaytung sayfaları düzenleyip, zeka düzeyi sıfırın altında belden aşağı iğrenç esprilerle muhalefeti sindirilmeye çalıştılar, yönetimdeki bazıları da bu sayfaları takip edip beğeni yağmuruna tuttular. Yine, Başkan’ı çok sevenler tarafından Devletin memuru Bakan aleyhine kampanyalar desteklenip, özelinin deşifre edilmesine göz yumuldu. Yolsuzluklara dur diyeceğiz diye yola çıkılıp tüm eski dönemin yolsuzluk dosyaları boşta kaldı. Yönetime laf edene fiziki saldırılar yaptılar. Bazı kundakçı Profesyoneller kendilerini Türsab’ın sahibi üyelerden üstün görmeye hatta toplantılardan atmaya kalktılar, devletle küslük ilk defa bu yönetimde yer buldu. Bu nedenle, devletle çözülmesi gereken onlarca işimiz yapılmadı. Senede milyonlarca lira harcanarak suni olarak yaşatılan Türsab TV’mizde, ratingleri yüksek tutmak için harici “rating şirketlerine” büyük paralar ödendiği söyleniyor, faturalar ayyuka çıktı. Türsab’ın yani bizlerin paralarıyla yönetime yakın olanlara her şey dahil “kıyak geziler” düzenlendi. Dünyanın en büyük turizm fuarına (ITB) ve diğer fuarlara 30’a yakın kişiler götürülüp, dil bilen 2 kişiyi götürmekten imtina ettiler. Oralarda biz bize Türkleri ağırladılar.

Devam etsem, 8 sayfa daha yazmam gerekir.

TETiKÇi BTK Başkanı

Geçenlerde Fişekhane’de bir etkinlikteyim. Akşam orkestra, eğlence, müzik ve tabi bazılarında alkol de var. Arkadaşım sigara içmek için dışarı çıkmak istedi, eşlik ettim. Dışarıda Tolga Gencer’i gördüm. Tolga, yönetim kurulundayken en çok eleştirdiğim kişilerden biridir. Ancak hakkını yememek lazım, asla kötü niyetli biri değildir. En azından tartışılabilir, konuşulabilir, varsa hatalarını düzeltmeye çalışan, eleştiri kabul eden medeni bir meslektaşımızdır. Bu nedenle onu ayrı severim, en çok da saygı duyarım.

Konuşmaya başladık. Ancak, ancak birden etrafımız tanımadığım kişiler tarafından sarıldı. Pek de zeka taşımayan, düşük düzeyde sözlü sataşmalar başladı. “Uganda’dan program yaparsınız inşallah”, Çünkü Tolga’ya dostça; dönemlerinde, hiçbir tura katılmayan biri olarak Uganda turuna ilk başvuranlardan biri olduğumu, Türkiye’den Uganda’ya tur yapan belki de tek acenta olduğumu ama kabul edilmediğimi anlatıyordum. İçlerinden biri, Cemal Kızıltan’la yaptığımız DKY (Dilin Kemiği Yok) programına atıfta bulunarak ; “Çok biliyorsanız siz aday olun” dedi. Olur. Sanki, evi beğenmezsek Mimar, Takımı beğenmiyorsak Futbolcu, Yönetimi beğenmezsek başkan adayı olmalıyız.  Sonra; biz yani DYK, en fazla 500 rating alırken Başkan 700 kusür rating almışmış… Yahu, o birliğimizin başkanı. Elbette çok rating alacak, ama 200 değil 20.000 fark olmalı. Ha, bu gözler başkanın Youtube’da 2 (yazı ile iki) rating aldığını da gördü, ama avukatın her nasılsa 150.000 ! rating aldığını da. Yeter ki ücreti ödensin. Neyse, ilk salvoyu savdık ama ben Tolga’ya Uganda turu katılımcılarını şeffaf paylaşmalısınız eleştirisine dışarıdan maydanoz olan çocuğum yaşındaki bir BTK başkanı “Sana mı soracağız” dedi. Elbette, çünkü siz bizim birliğimizin olanakları ile gidiyorsunuz dediğimde akıl! dolu cevap verdi. “Hiçte bile, biz biletleri Free alıyoruz, yer hizmetleri de onlardan” dedi. A güzel evladım, O free bilet ve yer servisleri, siz gezin tozun diye verilmedi, oradaki bazı ekstra harcamalar da yine Türsab’ın bütçesinden veriliyor. Bunlar Uganda ile turizm geliştirilsin diye veriliyor… diyemedim bile. Çünkü bir vücut hareketi ile sanki bana vuracakmış gibi bir hamle yaptı delikanlı. Daha büyük olay çıkarmasın diye yanındakiler apar-topar onu uzaklaştırdılar.

İşte bu hale getirdiler Türsab’ı;

HANCILAR – YOLCULAR

Bak güzel kardeşim. Hani bir laf vardır ya, Dalkavuğun ömrü padişahın ömrü kadardır diye. Yanlış. O kadar beklemez padişah. İşine yaramadığını görünce, çıkarlar çatışınca, başkasına tehlikeli olanın kendisine de tehlike oluşturabileceğini anladığı zaman, seni hemen fırlatıp atar, gömerler tarihe. Ben bu dönem böyle kaybolan 15-20 kişi sayarım. Hatta sen daha iyi öğren diye söyleyeyim. Bunlardan biri de senin yaşadığın şehirden. Ama hemşeriniz değil. Biz eleştirdikçe o saldırır, küfreder, gömerim seni tehdit ederdi. Nerede şimdi? Kendi gömüldü.  Oysa biz 30-35, Tursapnet 22 senedir burada. Yani Han’cıyız biz. Kimseye kötülük beslemiyoruz. İyiye iyi, kötüye kötü diyoruz. Amacımız, sadece birliğimizin daha iyi yönetilmesi.

Kıssadan hisse değerli kardeşim; en az 2 sene daha iktidarın meyvesini yer-içer, gezer tozarım diye düşünebilirsin. İktidar ayağımın altından giderse bir daha kimse yüzüne bakmayacağını bildiğin için o hırsla bizlere saldırabilirsin. Ama unutma, iktidarlar böylelerini hep kullanıp, kullanıp tarihin çöp sepetine atar. Bir bakmışsın ki hiç oluvermişsin. Sana sorsam, eski yönetimin dalkavuğu kaç kişiyi hatırlıyorsun? Bir elin parmaklarını geçmez. Onlar da eski yönetimin acentaların gözünü boyamak için çalıştığı, işini düzgün yapan dürüst adamlar.

Sen sen ol, ileride kimsenin yüzüne bakamayacağın bu tür hatalar yapma genç kardeşim. Sana asla kızgın değilim. Ama evladım yerine koyarak bu fevri davranışına ve sana üzüldüm.

Sevgiyle kal.