TURİZM’DE PATRON MARKADIR…
“Sayın Müdürüm. Malumunuz bizim şirkette çok seyahat var. Dünyanın biletini kesiyoruz. Gelin bir acenta açalım. Hem halka yönelik de çalışırız. Çok para varmış bu işte”
Güzel. Arkada holding, sınırsız para, bol personel. Al bir pazarlamacı, Avrupa’sı, Anadolu’su, tencere tava satar misali dolaşsın tur şirketlerini, Otursun Acentacının karşısına;
– Kardeş, X acenta sana ne komisyon veriyor?
– %5.
– Bizde %10, Tabela benden. Yerin güzel ayda 2000 TL kira yardımı. Bak arkamızda Holding var. Bundan böyle bizi satacaksın.
6 ay, 1 seneye kalmaz tabela iner aşağı. Ya şirketi kapatırlar, ya da özlerine dönerler. Yani sadece kendi holdinglerinin işlerini yaparlar.
Marka (Patron) olmadıkça gerisi hikaye. Bu sektör, nice sırtını holdinge dayayan, arkasına bankalar alan “tur operatörleri” gördü. Ne paralar batırdı bu sektör. Ancak, ne holdingler durabildi ayakta, ne de para babaları. Devam edenlerin çoğu ancak kendi şirketlerini sömürerek ayaktalar. Yani kendi şirketlerine “indirimsiz” tur ve uçak bileti satarak.
Her parası olanın, her yiğidin harcı değildir Tur Operatörlüğü. Bir Turun Operasyonunu yapmak; Buzdolabı, Etek veya Araba yapmaya benzemez. İşin içine insan girer, zevk girer, naz, niyaz, görsellik girer. Kültür, bilgi birikimi, tecrübe ister.
Ha, bir bileni başa getiririm diyorsan tüm yetkileri de vereceksin. O da yok! Adam Maç turu yapacak. Kura çekiliyor. Maç haftaya. Uçak koyacak ancak 70-100.000 euro gerek. 7 düvelden 7 imza çıkana kadar bırak uçak koymayı, maç bitiyor !. Rakibiyle mücadele edecek, gerekirse maliyetine tur yapacak ki o pazarı ele geçirsin. İzin yok!. Turizm’de performansa göre maaş verilir. Haberleri yok. Eleman ücretleri sabit. Sanki son ütücü arıyoruz. Turizm’de karlı işlerde açıktan Prim dağıtılır, Yasak!. Yeni bir anlaşma yapılacak, imza seferleri başlasın. Geç geldin, kart basmadın, hasta oldun “Rapor, ifade, yazılı savunma gerek”. Patronun yeğeni, holdingin adamı, müdürün sevgilisi sizden ayrıcalıklıdır. Yarım Pansiyon’u Yarım Porsiyon, French Bed’i French Kiss ile karıştırır ama onları da projeleriniz için ikna etmek zorundasınız.
İşte, her yerde dezavantaj olan Patron şirketlerin avantajı turizmde ortaya çıkar. Çünkü Turizmin olmazsa olmazı fleksibilite, dinamizm, timing, anında karar, vizyondur. Örnekleri var. Kurumsallaşmaya kalkan yanar. İçten içe oyulur. Ne demiş şair?; “Takan varsa kıçında, işin varsa başında duracaksın”
Kamuya mal olmuş “Marka-Patron” Tur Şirketlerinden örnekler vermek gerekirse; Murat Ersoy olmasaydı ETS, Sinan Vardar olmasaydı JOLLY, Veli Çilsal olmasa ANITUR olmazdı. Kurucusu ben olmaktan gurur duyduğum PRONTOTOUR-Ali Onaran, KAPPATUR-Kaan İşçil, BARACUDATOUR (bilinen adıyla baracudacem) ve Cem Polatoğlu-TUR ANDiAMO, Baki Özarslan VALSTUR da örnek MARKA-PATRON şirket katagorilerindendir. Buraya sığdıramadıklarım ve unuttuklarım varsa affola…