KOTA KiNABALU
KOTA KiNABALU – MALEZYA
Kota: Şehir, Kina: Çin, Balu: Dul Kadın
Neymiş anlamı; Çinli dul kadın şehri. Neden bu isim?
Erkek ejderha, şehri yakmak için geldiğinde Çinli dul kadın, kendini ejderhanın önüne atıp yatarak feda ediyor ve şehri kurtarıyor. Şehre, kurtarıcısının ismini vermişler yani.
Hatırlarsanız: Uzakdoğu’da her şehir için kısa tanımlamalar yapmıştık. Phi-Phi adasına giden balayı çiftlerine 10 yıl evlilik, Pattaya’ya gidenlere hemen o hafta boşanma, Maldivler’de 7 gece kalan balayı çiftlerine ayrılık, Bali’ye gidenlere uzun yaşam garantisi vermiştik. Kota Kinabalu’ya gidenlere ise “ölmeden cenneti görme” garantisi veriyoruz.
İnanırsanız tabi..!
Aslında havaalanı girişindeki karmaşayı görünce, cennete değil cehenneme geldik diyebilirsiniz. Küçücük bir havaalanı, kalabalık, karmaşa, gürültü. İşaret tabelaları çok az. Öyle, bir kişiye yol sorup güvenemiyorsunuz çünkü, ikinci sorduğunuz kişi muhtemelen diğer yönü gösterecektir. Tek çare, 5 kişiye sorup ortalamayı almak veya “hissi kablel vuku” yön bulmak.
Havaalanından hasarsız çıkabilene burası için cennet ama bizim tavsiyelerimize uyarsanız. Öyle buralarda her bölgede, her otelde kalınmaz, her restoranda yemek yenmez, her gece kulübünde eğlenilmez.
Otellere giriş bir ritüel. Sizi gonglar, danslar ve yerel müzik eşliğinde soğuk minik havlular, tropik meyve suları ikramı ile karşılıyorlar.
Kota Kinabalu’nun SPA’ları meşhur. Özellikle kadınların hoşuna giden, hani şu bizim klasik hamamın sosyetik olanı, buraların SPA’sı. Kokulu mokulu, çiçekli böcekli, müzikli olanı. Suyu tas ile dökmek yerine pulvarize püskürttükleri, göbek taşı yerine baş kısmı delikli bir masaya yatırdıkları ve en önemlisi kıllı bıyıklı tellak yerine cicili bicili güzel kızların masaj yaptığı yerler. Kızları ufak tefek görünce aldanmayın, bizim Cağaloğlu tellağı Pala Hüseyin’den daha sert masaj yapıyorlar. – kesin bilgi – Tabii masajın parası da oteline, odanın süsüne, ritüele göre artıyor. Aylık maaşın 30-50 dolar olduğu yerde masajın saati 90 dolar.
SAR KIZIM ŞU TAŞLARDAN İKİ KİLO
SPA rehberimiz anlatıyor; Masajcı kız, bu taşı göbeğimize koyarsa mide ağrılarımız geçiyormuş, öbürü sinir sistemine, beriki migrene, bağırsaklara, romatizmaya iyi geliyormuş. Bazıları Çakra’ları açıyormuş ki, hala tam anlamış değilim bu Çakra’nın ne olduğunu.
Kısaca, toplamışlar dağlardan, tepelerden taşları, her birine bir kulp bulup, masaj yaparken kullanmak için 10 dolar fark istiyorlar. Her derde deva taşımız mevcut diyorlar. Hele bir tanesi var ki, mavi bir taş, seks gücünü arttırıyormuş… Öyle diyor SPA rehberimiz.
İşte, bu taş bizim Türk milletini ilgilendirir.
“Sar kızım şurdan iki kilo” dedim. Olmazmış!
“Peki, masaj falan istemiyoruz, koy bakalım taşları, bakalım ne fark edecek bir görelim” dedim, o da olmazmış! “Önce masaj, sonra taş” diyorlar. Gitti 90+10= 100 yeşil yeşil dolarlar.
Girdik SPA’ya mavi taşlar hatırına. Masajınız nasıl olsun diyor 1.30’luk masajcı kız. Hard-normal-soft? (sert-normal-yumuşak). Hard tabii.
Anadan üryan soyundurup bir peştemal verdiler. Sonra yüzüstü kafamı masanın deliğine soktular. Delikten aşağıya bir tas su görüyorum, içinde de tropik çiçekler, taşlar. Odada loş ışık, ağır ağır uzakdoğu müziği ve güzel kokulu tütsüler. Uyudum, uyuyacağım. O kadar para da boşa gidecek.
Ortam hoş, loş ve iç gıdıklayıcı. Masajcı kız önce Kırkpınar usulü beni yağlıyor ve masaja başlıyor. Hoop, ahğğğ! Erkekliğe leke sürdürmeyelim diyeceğim ama imkansız. Nefessiz kaldım. Stop stooop! Ne hard’ı ya, vazgeçtim. Normal masaj normal. İnsan gibi. İnsafsızlar. Bu bile olmadı. Soft abla soooft! Yumuşak, yumuşak… Ohh bee, dünya varmış.
MAVİ TAŞLARIN SIRRI
O, 1,30’luk fındık kadar kız, beni tek hamlede ters çevirdi. Sıra geldi mavi taşlara. Yan tarafta, hafif ısınmış taşları apış arama dizmeye başladı sıcak sıcak. O da ne? İşe yaradı. Müsebbibi taşlar mıdır, yoksa taşı gediğine koyanda mı bilemedim.
Cem Yılmaz’ın “Bahattin abi ölmüş mü bi bak” skeçi akla geliyor.
Finlandiya’da, hamama girdiğim ilk gün aklıma geldi. Kızlı-erkekli birlikte çırılçıplak hamama girmiş ve dört bir yanımdaki kızlarda birbirimizin sırtını çalı ve yapraklarla ovmuştuk. Orada beni zor durumdan kurtaran soğuk su maşrapası vardı. Burada o da yok. Bir de mideye yönelik taşları merak ettim. Acaba mavi taşlar kadar çabuk etki ediyorlar mı? Artık bir sonraki sefere…
MAYMUN KORKUSU İÇİNDE GEZİ
Kota Kinabalu’ya gitmişken kısa bir ada turu yapalım istedik. Küçük bir yer olduğundan şehir turu yok ama size bir “maymun ormanı turu” verelim dediler. Maymunu dünyaca meşhurmuş. Hediyelik buzdolabı magnetleri bile Kota Kinabalu maymunlu. Bu maymun uzun burunlu, kızılımsı tüyleri, koca çıplak poposu ile ilginç ama çok da tehlikeli bir hayvan.
Gittiğimiz cangıl, sık ağaçlı, güneş dahi zor giriyor. Ormana girişte Rehberimiz anlatıyor; “Gözlük, yiyecek ve cepte sigara taşımak yok. Maymunu görürseniz asla göz göze gelmeyin. Saldırganlaşır. Fotoğrafı çaktırmadan çekebiliyorsanız çekin. Ama durmak, beklemek, bakışmak yok. Aksi takdirde maymun saldırır”
O ne ya, eziyet çekmeye mi geldik buraya? İki saat cangılda korku, heyecan ve kan-ter içerisinde dolaştık. Maymunu doğru dürüst göremeden geldik. Dönüşte Darıca Hayvanat Bahçesi’ne gideceğim. Varmış bu maymundan bir dolu. Hem giriş buradaki turdan daha ucuz hem de yanında bir sürü hayvan görmek bedava. Üstelik korkusuzca.
Kota Kinabalu’ya nasıl gidilir?
Malezya’dadır Kota Kinabalu ; Bu ülke iki kısımdan oluşuyor. Başkent Kuala Lumpur’un bulunduğu Doğu Malezya, Tayland’ın güneyinde, 800 km boyunca uzanan bir yarımada. Batı Malezya ise, Güney Çin Denizi’nin ana karadan ayırdığı Borneo adası’nın kuzeyi.
Türkiye’ye vize uygulamayan Malezya’nın balayı ve dalış cennetlerine ulaşmak için en uygun yolculuğun ilk etabı olan İstanbul – Kuala Lumpur veya Singapur bacağını Türk Havayolları ile uçmak mümkün. 10 saat kadar süren bu etap sonrasında, Kuala Lumpur veya Singapur’dan 2,5 saatlik bir uçuşunuz daha var. Bineceğiniz uçakla Borneo adasına, oradan da Sabah eyaletinin başkenti Kota Kinabalu’ya ulaşabilirsiniz.
Kota Kinabalu’da konaklama için tavsiye edilen otellerin dışına çıkılmamalıdır. O kadar yol yapıp 50-100 euro için yanlış tercih, paranızın ve vaktinizin ziyanı anlamına gelecektir.
Yeme-içme; deniz ürünleri sevenler için sorunsuz. Sahillerde kurulan binlerce kişilik restoranlarda bir karış büyüklüğündeki Jumbo karides menüsünü 1, 2 dolara yiyebilirsiniz. Balıkların en güzelinin tanesi 3 dolar. Eğlence ne yazık ki kısıtlı. Ancak büyük otellerin barları sizi tatmin edebilir. Bu nedenle akşamları birlikte vakit geçirmekten sıkılmayacak çiftlere tavsiye ettiğimiz, deniziyle, güneşiyle, doğasıyla, insanlarıyla, yemekleriyle cennet bir bölgedir Kota Kinabalu.