RENT A CAR şirketlerinin derdi var…
RENT A CAR şirketlerinin derdi var…
İşe başladıklarında 20 araba alıyorlar ama aradan 3-5 sene geçtikten sonra arabaların bir çoğu artık hurda, müşteriye değil arabaya kesilen cezaların toplamı da neredeyse araba rakamına ulaşıyor. Eskilerin yerine 20 yeni araba koyalım deseler, İmkansız !… Rekabet de onların belini büküyor. Ahmet arabasını günlüğü 100’e vermiş ben 90’a vereyim, işi kapayım. Şu şirkete o paraya Mehmet’ten 1 ay daha fazla arabayı vereyim… Ve……. Masadan kalkarken elde bir şey yok… Bankalara borç, sigortaya borç, tamirciye borç, otoparka borç…
Dertleri sadece bunlar mı? Hayır. Bir de “KAÇAK” rent a car’cılar var ki bırakın TÜRSAB üyesi olmayı, adamın şirketi, dükkanı dahi yok. Elde bir cep telefonu, otel otel, şirket şirket dolaşıp arabasını pazarlıyor. Sen TÜRSAB’a para öde, dükkana, elemana para öde, vergini ver, ama adam senin dükkanının önüne “işportayı kursun”.
Arabaları yenilemeye çalıştığında, sen “küçüksün” ya, sokaktaki adam ile aynı paraya arabanı alır, aynı paraya sigortanı yaparsın. Ama senden daha büyük ağabeyler (!) arabayı senden en az %20 ucuza alır, sigortasını %40 ucuza yaptırır, o araba olmazsa öbür arabayı “sigortadan” gösterir, yolunu bulur.
Peki bunların bir kısmını önlemek mümkün mü?
Örneğin; Kiralanan araçların trafik cezalarını, köprü, otoban kaçak geçişleri cezalarını müşteri değil rent a car acentelerimiz ödemektedir. Bunun çaresi var mıdır? Vardır…
Taksilerin bile özel plakaları var iken hala rent a car’ları belirleyici bir plaka, yani “R plaka” yoktur. “R” plaka veya arabasının kiralık olduğunun anlaşılmasını istemeyenlere etiket (Sticker) yapıştırılarak polisin arabaya değil sürücüye ceza vermesini sağlayabiliriz. Böyle değil midir tüm dünyada? Bırakın dünyayı, çok yakına bakın Kıbrıs’a.
Araç yenileme, kredi, kasko sigorta sorunları TÜRSAB kanalı ile toplu alım pazarlıkları ile çözülebilir. Toplarsın rent a car yapanları, alırsın tüm doneleri. Toplu halde senede 1 kerede kasko olayını %50 ile çözümlersin. Kredisini halledersin. Araç yenilemede 15-20 arabayla değil 2000-5000 araba ile masaya oturursun. Sen sigorta şirketine değil o sana, sen bankaya değil banka sana, sen TOFAŞ’a, Renault’a, OPEL’e, TOYOTA’ya değil O sana gelir… Hem de ayağına serdiği “Kırmızı Halılarla….”
Bitmedi… Bir sorun da turizm bakanlığından… Rent a car gelirleri turizm gelirleri olarak sınıflandırılmıyor… Evet. Bu doğru…Yani siz bir turist grubu getirip, otobüs kiralayıp Türkiye turu yaptırsanız kazancınız incoming geliri olarak belgeleniyor, ama o turist gelip araba kiralasa bu incoming geliri sayılmıyor. Kısaca otobüsün turisti turist, dövizi döviz ama rent a car’ın turisti turist değil, dövizi de döviz değil. Böyle kabul ediliyor.
Peki ne dezavantajı var… Biz seyahat acenteleri getirdiğimiz turist dövizi bazında birtakım avantajlarımız var. KOBİ kapsamında çok daha büyük avantajlar, vergi indirimleri elde edeceğiz.