DÜĞÜN VE CENAZE
Yaz Düğün Mevsimidir. Kış ise Cenaze.
İkisini de kaçırmam. Seyahatte değilsem katılırım.
Düğün;
Kadınları bilmem. Ancak “düğün” biz erkekler için hayatımızın en önemli dönüm noktalarından biridir. Kaç yaşında evlenirsek evlenelim, çocukluktan çıktığımız, gerçek ergenliğe adım attığımız, sorumluluk yüklendiğimiz ve belki de gerçekten büyüdüğümüz gündür düğün günü.
Damat; o güne kadar babasının gölgesinde yürüyen, yaşı kaç olursa olsun anasının kuzusu, biricik yavrusu, koca bebek, ailenin haylaz çocuğudur.
Ama artık ekmeğini, vaktini, evini, yatağını, tuvaleti, hobilerini kısaca hayatını bir başkası ile paylaşacaktır. Bencillikten çıkacak, kendi çayını kendi demleyecek, suyunu kendi alacak, kendi kirlilerini kendisi sepete atacak, hatta ayakkabılarını kendisi giyecektir. İşin en kötü yanı ise artık TV kumandası sadece kendisinde olmayacak. TV seyrederken de istediği gibi ayak parmakları ile oynayıp…
Bu arada bekarken haftada 3 kez arkadaşları ile dışarı çıkan damat, evlendiği ilk günden itibaren frekansı bire indirip en kısa zamanda sıfırlayacaktır. Bunun yerini akraba ziyaretleri alacaktır.
Velhasıl, düğün günü büyük gündür erkek için. En samimi, en sevdiği erkek arkadaşlarını yanında bu olaya şahit olmalarını ister. Bekar arkadaşlarına, “bırakmayın beni” evlilere “işte geldim buradayım” mesajı verir.
Cenaze;
Yine olaya erkek olarak bakıyorum. Cenaze anneye aitse canından, ciğerinden bir parça kopar adamın. Kalbi parçalanır, ciğerleri daralır, nefes alamaz. O gün tutam tutam saçı döküleni, bir gecede ağaranı, sigaraya başlayanları bilirim. Artık kim “a benim koca oğlum” diyerek onun saçını okşayacak, kim camlarda yolunu gözleyecek, kim sevdiği yemekleri günlerce hazırlık yapıp önüne koyacak, kim uyurken çıt çıkartmayacak. O anne kokusunun huzurunu, o yumuş yanakları, sana sevgi dolu bakan gözleri, karşılıksız, çıkarsız, sınırsız sevgiyi, şevkatli, hamarat, müşfik elleri çok ararız.
Ölen Babaysa; idolün, hocan, direğin, çatın, ağacın yıkılmıştır. Kanın çekilir, nutkun tutulur, ağlayamazsın. Filmi baştan sarar sarar seyredersin. Yatakta boğuşmalarını, ilk maça gidişinizi, bisiklete binmesini öğretişi, birlikte ders çalışmanızı, top oynamanızı, traş oluşunuzu, ilk kadehi…
Yolda elini tutup yürürken duyduğun gururu anımsarsın. İlk maçına geldiği günü unutamazsın. Ya ilk kazandığın parayla ona aldığın hediyeyi alırken gözlerinden akan o iki damla yaşı…
İşte bugün bana ihtiyacın var arkadaşımın. Her zaman yanındaydım. Bugün de yanındayım. İyi günde de kötü günde yani Düğününde ve Cenazende de yanındayım dostum.
–